23 Eylül 2010 Perşembe

EMPATİ


İsmi lazım değil bir gazetecinin eşi, (efendim kendisi danıştay’da görevli) evet oyu verenler için açmış ağzını yummuş gözünü.

“Bilinçli olmayan yani yüzde 42'lik dilimin dışında olan oylar bana göre, gaflet, delalet ve ihanet içindedirler” (delalet değil, dalalet demek istedi sanırım )

Söz konusu hanımefendi; “Birey olanlar, olabilenler hayır dedi.” minvalinde sözlerle devam ediyor konuşmasına.

2002 seçimlerinde malum parti iktidar olduğunda. “Eyvahlar olsun, yandık şeriat gelecek” diyen yaygaracılarla “Referandumdan evet çıktı, geleceğimiz kapkaranlık” diye ağlayan felaket tellalları birbirine ne kadar benziyor değil mi? Çığırtkanlık yapıp, halkı huzursuz etmeyi milli görev edinmiş bu zihniyet mensupları, kendilerini uyarıcı olarak mı tanımlıyor acaba? Hani kimsenin görmediğini onlar görüyor ya... Hani bu yüzden son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ülkeyi kaosa sürükleyip genel seçime gittiler ya... Ne değişti peki? O korktukları adam cumhurbaşkanı oldu da ne oldu? Ortaçağ karanlığına mı süreklendik. Yoksa bu zihniyetin amacı aydınlık gelecekten öte, ideolojilerine uygun insanları cumhurbaşkanı yapmak mıydı?

Ne yazık ki %42’nin bilinçli bireyler olduğunu iddia edenler, kutuplaşma apartmanına kaçak kat çıktıklarının farkında değiller. Tıpkı diğerleri gibi. Evet birgün o apartman yıkılacak ve hepimiz altında kalacağız. Sırf birbirimizi tanımaya çalışmayıp, korkularımızı anlayamadığımız için...

Ha bu arada TDK bilinç sözcüğünü şöyle tanımlamış:

İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, şuur.

3 yorum:

  1. sen göremiyorsan ben ne yapayım?

    YanıtlaSil
  2. tam "aha engin ardıç" diyodum "kutuplaşma apartmanı" nı görünce yiğit bulut'ta karar kıldım :D

    YanıtlaSil